TEMA Vakfı: Toprağı korumak hepimizin vazifesi,

Türkiye Çöl Olmasın!

 

TEMA Vakfı, bu yıl 13 – 19 Kasım tarihleri ortasında kutlanan Erozyonla Çaba Haftası’nı “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla karşılıyor.  Ülkemizin kıymetli bir kısmının çölleşme riski altında olduğunu söz eden TEMA Vakfı İdare Konseyi Lideri Deniz Ataç, “Çölleşmenin en değerli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor. Ülkemizde her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor” diyerek toprağı muhafazanın hepimizin misyonu olduğunu bir kere daha hatırlattı.

 

TEMA Vakfı tarafından hafta boyunca; çevrim içi webinar, uzun yıllardır düzenlenen klâsik Toprak Yürüyüşü, stant çalışmaları ve eğitim sunumları üzere çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek.

 

Bir kere daha sesleniyoruz: Türkiye çöl olmasın!

Türkiye 1994 yılında, TEMA Vakfı’nın yıllardır birlikte anıldığı “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganı ile tanışmış ve slogan o devir toplumda büyük yankı uyandırmıştı. Tedbir alınmadığı takdirde, ülkemizin çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu birinci sefer bu kadar yüksek sesle lisana getirilmişti. TEMA Vakfı 29 yılın akabinde insan faaliyetlerinin neden olduğu ekolojik tahribatların ve bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdit olan iklim krizinin şiddetinin artması nedeniyle bir sefer daha “Türkiye Çöl Olmasın” diyor ve iklim krizi, erozyon, çölleşme ve kuraklığın ülkemizdeki olumsuz tesirlerine dikkat çekiyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) nazaran; iklim krizinin sebep olduğu, dünyanın ortalama sıcaklığındaki 1.1°C artış iklim krizinden en çok etkilenecek yerlerden biri olan ve ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda, dünyanın geri kalanına nazaran %50 oranında daha fazla yaşanacak.

 

2030 yılına gelmeden su yoksulu olabiliriz

“İklim krizine dur demezsek sıcak hava dalgaları sıklığını ve şiddetini artıracak, buna bağlı olarak su varlıklarımız giderek azalacak” diyen Deniz Ataç, “Bugün kişi başına düşen 1.347 m3 su ölçüsü ile su kıtlığı çeken bir pozisyonda olan ülkemizin, nüfus artışı ve su potansiyelindeki azalma ile birlikte 2030 yılından evvel su yoksulu bir ülke pozisyonuna geleceği öngörülüyor. Yapılan araştırmalar, 2070 yılına gelindiğinde Akdeniz Havzası’nın en büyük gölü olan Beyşehir Gölü başta olmak üzere ülkemizin birçok su varlığının yok olacağını gösteriyor. Ülkemizin su potansiyelinde 2100 yılına kadar; düzgün senaryoda %15-20, makûs senaryoda ise %40-45 oranında azalma olacağı düşünülüyor” halinde konuştu.

 

Ülkemiz şimdiden önemli bir kuraklık tehdidi altında

Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar sonucu yaşanan kuraklıkların, ziraî üretimi de önemli boyutta etkilediğine vurgu yapan Ataç, “Ülkemizin birçok bölgesinde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Global ısınmanın 1.5°C’de sınırlanmaması durumunda, 2050 yılına gelindiğinde ziraî eserlerin verimliliği %45 oranında azalacak. Global besin gereksiniminin %35-56 oranında artacağı göz önünde bulundurulduğunda, toprak varlığımızı muhafazanın ne kadar değerli olduğunu bir kere daha görüyoruz. 

Ancak ülkemiz karasal alanının yaklaşık 3/4’ü orta ve yüksek şiddette çölleşme riski altında. Çölleşmenin en değerli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor. Ülkemizde her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor. Bu da en az 500 yıl üzere bir vakitte oluşan 1 cm’lik verimli üst toprağın 16 yıl üzere kısa bir müddette kaybedilmesi manasına geliyor” dedi.

 

İklim kriziyle gayret için toprağı korumalıyız

“Toprak; atmosferden karbonu alan bitkilerin hayat alanı olmasının yanı sıra en büyük karbon deposudur. Bu nedenle iklim krizinin tesirlerini azaltan tahlillerin odağında toprağın korunması yer alıyor. İklim kriziyle uğraş için toprağı korumak hepimizin görevi” tabirlerini kullanan Ataç, “Sera gazı salımının 2030 yılına kadar en az %35 oranında azaltılması, kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımına son verilmesi ve toprak varlığımızın korunarak çölleşme ile gayret edilmesi konusundaki davetimizi yineliyoruz” diyerek bir defa daha karar vericilere seslendi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı