Mide Şişkinliğine İyi Gelen 10 Besin!

Son yıllarda gerek yanlış ömür alışkanlıklarının gerekse çağdaş çağın vazgeçilmezi gerilimin yol açtığı sıkıntılardan biri olan mide şişkinliği giderek yaygınlaşıyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, ülkemizde her 3 bireyden 1’inin karşılaştığı mide şişkinliğine; yanlış beslenme davranışı, öğünde istikrarlı olmayan yiyecek seçimleri ve sindirim sisteminin tolere edemediği besinlerin tüketiminin yol açabildiğini belirterek “Genelde yemekten sonra çok gaz üretimi, sindirim sistemi kaslarının hareketindeki bozukluklar, mide asidi yahut sindirim enzimlerinin azalması ve bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından üretilen gaz ya da yemek yerken yutulan hava üzere nedenlere bağlı da gelişebilmektedir. Mide şişkinliği; karın bölgesinde şişkinlik, karın ağrısı, midede doluluk hissi, bulantı, gaz çıkarma, geğirme, kramp, spazm, dolgunluk ve iştahsızlık üzere şikayetlerle de görülebilir” diyor. Bu durumun sık yaşanmasının kişinin ömür kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Çelik, bu sıkıntıları olanların kesinlikle tabibe müracaatları, ayrıyeten günlük ömür alışkanlıklarında birtakım kurallara dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, mide şişkinliğine karşı yararlarıyla öne çıkan 10 besini anlattı, değerli ihtarlar ve tekliflerde bulundu.

Elma sirkesi

Organik elma sirkesinin içerdiği maya sindirim sistemi için faydalı birçok bakteri bulundurur. Asitli yapısına karşın alkalize edici bir tesire sahiptir ve mide asidini tedavi etmeye yardımcı olarak mide yanması ve şişkinliğini rahatlatır. Mide asidinin azalmasıyla oluşan şişkinliğe karşı da yarar sağlar. Yemekten evvel bir yemek kaşığı organik elma sirkesini suyla seyreltip içebilir yahut salatanıza ekleyebilirsiniz.

Fesleğen

Fesleğen, mide asidi, gaz ve şişkinliğin giderilmesinde ve rahatlamasında tesirlidir. Yatıştırıcı özelliğiyle yemeklerde, salatalarda çiğ olarak kullanabilir yahut 4-5 fesleğen yaprağını kaynatıp  ılık bir halde çayını içebilirsiniz.

Tarçın

Mide yanması, şişkinlik, hazımsızlık üzere rahatsızlıkların tedavisinde antiasit ilaçlar sıklıkla kullanılmaktadır. Misal tesir gösteren tarçın doğal bir antiasit üzere çalışır ve mide şişkinliğinin giderilmesine yardımcı olur. Günde 2 defa tarçın çayı halinde içebilir, toz formunu çorba yahut ılık laktozsuz süt ile tüketebilirsiniz.

Ananas

Ananas birçok meyveden farklı olarak bir enzim ailesi olan bromelain içerir. Bromelain protein sindirimine yardımcı olur. Sindirimi destekleyerek midede kalma müddetini kısaltır ve şişkinlik, hazımsızlık üzere rahatsızlıkların azalmasına katkı sağlar. İki parmak kalınlığında, olgunlaşmış 1 dilim ananas orta öğünlerde tüketilebilir. Kan şekerini yükseltme suratı da düşük olduğundan diyabet, insülin direnci üzere kan şekeri metabolizması ile ilgili hastalıklarda da tercih edilebilir. Gebeliğin birinci 3 ayında olanlar, kan sulandırıcı ilaç, antiepileptik ilaç kullanan bireyler tüketim sıklığı ve ölçüsüne dikkat etmelidir.

Kivi

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik “Proteinden güçlü besinlerin sindirimi ve mideden boşalma suratı daha uzundur. Proteinleri sindirmeye yardımcı bir enzim olan actinidin içeren kivi bu sayede sindirime, şişkinlik ve şişkinliğe bağlı meydana gelen semptomların azalmasına yardımcı olur. Potasyumdan varlıklı bir meyve olan kiviyi böbrek yetmezliği olan, hemodiyaliz alan hastalar doktor yahut diyetisyen denetiminde tüketmelidir” diyor.

Fermente Lahana Turşusu

Enzim içeriği yüksek, probiyotik bakterilerden varlıklı besinlerden biri olan lahana turşusu sindirim şikayelerini ve buna bağlı gelişen mide şişkinliğini azaltabilir. Fakat hipertansiyonu olan şahıslar içerdiği tuz ölçüsünden ötürü tüketiminden kaçınmalıdır. Çok tüketimi günlük tuz alımının artmasına ve su kaybına neden olacağından gün çok ya da daha uzun aralıklarla az ölçüde tüketilebilir. Guatrojenik bir besin olan lahana, guatr ya da tiroit bezi rahatsızlığı olan bireylerde de diyetten çıkarılan besinlerden biridir. Lakin hastalık şiddeti ve ferdi seyri göz önünde bulundurularak tabip yahut diyetisyen denetiminde kullanılabilir. 

Zencefil

Mide bulantısında sıklıkla tercih edilen zencefil içerdiği enzimlerle sindirim sisteminin daha süratli çalışmasına yardımcı olarak mide şişkinliği ve buna bağlı meydana gelen krampların azalmasını dayanaklar. Midedeki besinlerin ince bağırsağa geçişini hızlandırarak mide şişkinliğinin azalmasına yardımcı olur. Çok tüketimi midedeki rahatsızlıkların artmasına, ritim bozukluğuna yol açabileceğinden günde en fazla 2 kupa ılık zencefil çayı biçiminde tüketebilir. Taze olarak ise 1 küçük modül zencefili salatalarınıza rendeleyerek diyetinize ekleyebilirsiniz. Ülser üzere ilerlemiş mide rahatsızlığı olan ve safra kesesinde taş bulunan bireyler tüketiminden kaçınmalıdır.

Yoğurt

Yoğurtta bulunan probiyotik bakteriler midedeki enzimleri destekleyerek sindirimi kolaylaştırır. Kaymaklı yoğurtların yağ içeriği yüksektir ve mide yanması, şişkinlik, reflü üzere semptomları tetikleyebilir. Mide ile ilgili sorun yaşıyorsanız kaymaksız yoğurt tercih etmeniz daha uygun bir seçenek olacaktır. Rastgele bir intoleransınız varsa laktozsuz yoğurt tercih edebilirsiniz.

Rezene

Gaz şikayelerinde sıklıkla tercih edilen rezene sonum sistemindeki düz kasları gevşeten antispazmodik tesiri ile midedeki şişkinlik, gaz ve krampları azaltabilir. Kronik ilaç kullanımı olmayan, sağlıklı bireyler günde 2 fincan rezene çayı içebilir. Yaşlı, gebe ve çoklu ilaç kullanımı olan hastalar tüketiminden kaçınmalıdır. Uzun vadeli kullanan bireyler içinse alerjik tepki, ciltte döküntü üzere problemler yaşanmaması için 1 ay tüketim sonrasında 2-3 hafta orta verilmesi önerilmektedir.

Papaya

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik “Enzim istikametinden güçlü besinlerden biri olan papaya, içerdiği papin ile mide şişkinliği, kabızlık ve mide yanması semptomlarını güzelleştirebilir. 1 orta uzunluk yaklşaık 150 gr papaya 1 porsiyona denk gelmektedir. Tek öğünde daha fazla tüketmek, sık sık yemek tıkalı teneffüs, rahat nefes alamama üzere semptomlara yol açabilir. Ayrıyeten böbrek taşı ve ciltte alerjik tepkiler açısından da tüketim ölçüsüne ve sıklığına dikkat edilmelidir. Gebelikte, bilhassa çok tüketimi, düşük riskine neden olabileceğinden önerilmez” diyor.   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı