Karşıyaka Belediyesi, İzmir Tabip Odası iş birliğinde düzenlediği sıhhat söyleşileri ile yurttaşları bilgilendirmeye devam ediyor.
Söyleşiler alanında uzman doktorların iştirakiyle ayda bir kere Çarşı Kültür Merkezinde gerçekleştiriliyor.
Sağlık alanında gösterdiği faaliyetlerle lokal idareler ortasında fark yaratan Karşıyaka Belediyesi, makul aralıklarla düzenlediği sıhhat söyleşileri aracılığıyla yurttaşlara dokunuyor, toplumsal farkındalığa katkıda bulunuyor. Karşıyaka Belediyesi ile İzmir Tabip Odası iş birliğinde düzenlenen söyleşilere uzman tabipler konuşmacı olarak katılıyor. Doç. Dr. Canan vergin yönlendiriciliğinde gerçekleştirilen kısımda Prof. Dr. Süha Miral, otizm spektrum bozukluğu hakkında kıymetli bilgiler verdi.
MİLATTAN EVVEL DE VARDI
Otizmin tarifini yapan ve tarihî gelişimi hakkında bilgi vererek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Süha Miral, hem akademik hem de hekimlik hayatında en fazla çalıştığı hususun otizm spektrum bozukluğu olduğunu söyledi. Kökeninin mezopotamya uygarlıklarına kadar uzandığını tabir eden Prof. Dr. Miral, açıklamasında şunları kaydetti: “Otizm spektrum bozukluğu 1940’larda tanılanmaya başlamıştır. Uzun yıllar otistik bozukluk, asperger bozukluğu, rett bozukluğu, dezintegratif bozukluk ve BTA yaygın gelişimsel bozukluk olmak üzere 5 kategoride tanımlandırıldı. Sonrasında yapılan çalışmalar aslında rett bozukluğu ve dezintegratif bozukluğun bir otizm değil, otizmin eşlik ettiği bozukluklar olduğunu gösterdi. Bu bozuklukları tanılandıran sistemler var, o teşhis sistemlerinde otizmi aldılar ve buna bir yelpaze bozukluğu dediler. Yani en ağırdan en hafife yanlışsız, otizm yelpaze bozukluğu olarak ele alındı ve bunun bir psikiyatrik bozukluk değil nörogelişimsel bozukluk olduğu tespit edildi.”
MOTOR-VOKAL STEREOTİPİLER
Otizmli çocukların değişmeyen kimi ilgi alanları olabileceğine dikkat çeken Miral, “Bahsettiğimiz iki alandan biri toplumsal irtibat ve etkileşim alanı; yani uygun, kâfi ve karşılıklı münasebet, bağlantı kuramayan çocuklar. Başka bir küme da kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler, etkinlikler. Tekrarlayıcı ve vokal olunca stereotipiler, hareket olursa buna motor stereotipi, sesler ve sözler olursa vokal stereotipiler diyoruz. İkinci küme ise kısıtlı ilgiler ve ritüeller olarak tanımlanmıştır. Bu çocukların değişmeyen ilgi alanları vardır” diye konuştu.
NASIL TANILANDIRILIR?
Otizm tanısı hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Süha Miral, “Sıklıkla birinci 1-2 yaş ortasında, 13-14 aylıkken birinci belirtiler farkedilir. Sendromik otizmler 6-12 ay aralığında görülür. Bu otizme eşlik eden tıbbi semptomlardır. Regresif başlangıç ise 18-24 ay olağan gelişim akabinde gerileme başlar. Göz kontaktı yetersizliği, toplumsal cevap yetersizliği, motor taklit eksikliği, bağlantı talebi azlığı, yabancı telaşı yokluğu ve motor maharet gecikmeleri 6-12 ay ortasında görülen erken belirtiler olarak tanımlanır. 12 ay sonrasında ismine bakmama, işaret etme-ortak dikkat azlığı, lisanın gecikmesi ve olağan dışılığı, sembolik oyun yokluğu ve motor-vokal stereotipiler görülür. Pragmatik kullanım yetersizliği, fonksiyonel bir lisan, erken-geç ekolali, uygunsuz zamir ve iyelik ekleri, vokal stereotipiler ve prosodi problemleri lisan ve konuşma zahmetleri altında nitelendirilir. Okul çağı belirtileri ise soğuk uzaklıklı küme, pasif küme ve etkin lakin tuhaf küme olmak üzere üç noktada değerlendirilir” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
